TİP Milletvekili Sera Kadıgil ile AK Parti Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta arasında “yalancı” tartışması
Yargıtay 3. Dairesi’nin Can Atalay davasında Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında yaptığı suç duyurusu gündemdeki yerini korurken, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM), Türkiye Personel Partisi (TİP) Milletvekili Sera Kadıgil ve AK Parti Küme Başkanvekili ile Ankara Milletvekili Leyla Şahin Usta arasında polemik yaşanıyor. olmuş.
“YENİ ANAYASA YAPIMI İÇİN KRİZ YARATILDI”
TİP Milletvekili Kadıgil, “Sürekli yalan söyleniyor. Yeni anayasa yapmak için kriz yaratılıyor.” “Anayasa’nın bir maddesine uymayan bir Yargıtay var. Adını koyamazsanız, kendinize milletvekili diyemezsiniz, bu sıralarda oturma hakkınız da yoktur, çünkü eğer varsa” Anayasa yok, milletvekili yok, Cumhurbaşkanı yok, bakan yok! Anayasa yoksa bakan da yok.” Meşru bir devlet yok!” söz konusu.
“BÖYLE BİR İDDİAYI ASLA KABUL ETMİYORUZ”
Kadıgil’in sözlerine AK Parti saflarından tepki geldi. AK Parti Küme Başkanvekili Usta, “Böyle bir suçlamayı asla kabul etmiyoruz. Bir milletvekilinin başka bir milletvekiline ne kürsüde ne de oturduğu yerde yalancı deme hakkı yoktur. Ona yalancı demek bir milletvekiline yakışmaz” dedi. hiç. Kendi doğrusunu kabul edenlerin başkalarına yalancı dediğini biliyoruz. Sayın Bakanım. Milletvekilinin de böyle bir sorunu var.” sözlerini kullandı.
“KİMSEYE YALANCI DEMEYE HAKKINIZ YOK”
“Anayasa yapma konusunda neden bu kadar çok korku ve tereddüt var?” Soruyu soran Üstad, “Ben bunu anlamıyorum. Sera Hanım’ın bu milletin iradesinin üzerinde bir iradesi yoktur. Kimseye yalancı demeye hakkınız yok.” söz konusu.
AK Parti Kümelenme Başkan Yardımcısı Leyla Şahin Usta
NE OLDU?
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, TİP’ten milletvekili seçilen Can Atalay’ın 2015 yılında tutuklanmasının ardından hak ihlali olduğunu belirten Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu. Seyahat Davası’nı ele geçirdi ve onu serbest bırakmaya karar verdi. Anayasa Mahkemesi’nin Anayasa’yı ihlal ederek yetkisini aştığını ve Yargıtay kararına uyulmaması gerektiğini belirten Yargıtay, Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi için de TBMM’ye bilgi verdi.
DAVANIN ARKA PLANI
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Seyahat Parkı davası kapsamında Can Atalay’ın “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini devirmeye teşebbüse yardım etmek” suçundan 18 yıl hapis cezasına çarptırılmasına ve bu suçtan tutuklanmasına karar verdi. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi yerel mahkemenin kararını hukuka uygun buldu. 14 Mayıs’ta yapılan 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’nde TİP’ten Hatay Milletvekili seçilen sanık Atalay, bunun üzerine avukatları “Milletvekili seçildiği için hakkında açılan davanın durdurulması ve serbest bırakılması” talebiyle Yargıtay’a başvurdu. . Yargıtay 3. Ceza Dairesi talebin reddine karar verdi.
TİP Milletvekili Can Atalay
YÜKSEK MAHKEME 18 YIL HAPİS CEZASINI ONAYLADI
Bunun üzerine Atalay’ın avukatları, yargılamanın ertelenmesi talebinin reddedilerek yargılamanın devam etmesi nedeniyle başvurucunun “seçilme ve siyasi faaliyette bulunma” hakkının ihlal edildiğini ve “kişisel savunma” hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. tahliye talebinin reddedilmesi nedeniyle hürriyet ve güvenlik” ihlal edilmiştir. Bireysel başvuruda bulundu. Başvurunun ardından süreç devam ederken Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Seyahat Parkı davasında Can Atalay’a verilen 18 yıl hapis cezasını onadı.
14 ÜYEDEN 5’İ KARARA KARŞI ÇIKTI
25 Ekim’de Anayasa Mahkemesi oy çokluğuyla Can Atalay’ın “seçilme ve siyasi faaliyette bulunma” ile “kişi hürriyeti ve güvenliği” haklarının ihlal edildiğine karar verdi. Belgeyi inceleyen 14 üyeden 5’i bu karara karşı çıkarak Atalay’ın haklarının ihlal edilmediği sonucuna vardı.
DOSYA MAHKEMEYE GÖNDERİLDİ
Anayasa Mahkemesi, yeniden yargılama ve tahliye talebiyle kararını İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Mahkeme, ihlal kararının yerel mahkemenin verdiği karara ait olmadığı gerekçesiyle dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderdi.