OSD: Otomotiv çip merkezli sorunlar devam ediyor
Eroldu, OSD’nin İstanbul’da düzenlediği basın toplantısında otomotivin ilk çeyrek sonuçlarını ve branştaki güncel gelişmeleri değerlendirdi.
Şubat ayında yaşanan sarsıntı felaketinin de etkilerinden bahseden Eroldu, otomotiv sektörünün her seferinde bu tür afetlere kendini hazırlamaya çalıştığını belirterek, OSD üyeleri ile bölgeye araç tahsis edilmesinin yanı sıra, 200 kişinin bölgede görev aldığını ve bölgeye çok sayıda yardım malzemesi ulaştırdıklarını bildirdi.
Bölgede yaşanan en değerli sorunlardan birinin de kaybolan araç anahtarları olduğuna işaret eden Eroldu, ilk hafta anahtarları çok ağır bir şekilde bölgeye taşıdıklarını söyledi.
“ÜRETİM VE İHRACATIN YAKLAŞIK YÜZDE 10 ARTMASINI BEKLİYORUZ”
Otomotiv sektörünün ilk çeyreği son derece olumlu rakamlarla kapattığını kaydeden Eroldu, ilk üç ayda üretimin bir önceki yıla göre yüzde 21 artarak 367 bin adede, kapasite kullanımının ise yüzde 63’ten yüzde 74’e çıktığını söyledi.
Eroldu, özellikle ilk 3 aylık rakamların bu kadar iyi olduğunu göz önünde bulundurarak bu yıl beklentilerini yükselttiklerini belirterek, “Avrupa’da yüzde 9, dünyada yüzde 6 artış beklentisi varken, biz hem ihracatımızı artırdık. Türkiye’de üretimin yüzde 10 artmasını bekliyoruz. Bunlar aslında ülke için olumlu sinyaller. Biz otomotiv sektörü olarak planlarımızı buna göre yapıyoruz.” ifadeleri kullandı.
Otomotiv pazarındaki yüksek talebin devam ettiğini belirten Eroldu, “Bu çok yüksek talep karşısında daha fazla bulunabilirlik olsaydı daha çok satış olurdu. Çünkü gördüğümüz gibi tüm yerli üretici veya ithalatçı markaların bekleme listeleri var ama bir Buradaki olağan talebin değerli kısmı yatırım amaçlı bir talep, dolayısıyla bunun bu kadar uzun süre sürdürülebilir bir talep olmasını beklemiyoruz.” söz konusu.
“AVRUPA’DA ARAÇ ÜRETİMİNDE 6., TİCARİ ARAÇLARDA 1. ÜLKEYİZ”
Türk otomotiv sektörünün dünyadaki konumuna ilişkin bilgiler paylaşan Eroldu, şöyle devam etti:
“Türk otomotiv sanayi sadece Türkiye için önemli değil, dünyada da çok önemli bir üretim ülkesiyiz. Bugün otomobil üretiminde Avrupa’da 6., ticari araçta 1., Avrupa Birliği’nde toplamda dördüncü ülke Avrupa Birliği’nin ithalatına göre ise 2021 rakamlarına göre Avrupa’da alt gruplar ve toplamda en çok ithalat yapan ülke olduk.
Aynı zamanda 2021 yılında dünyada otomobil üretiminde 16. sıradaydık. 2022 yılında Rusya ve İngiltere’yi geçerek en fazla otomobile sahip 14. ülke olduk, ticari araçlarda ise 9. sıramız devam ediyor. Aynı şekilde traktör konusunda da dünyada iyi bir yerdeyiz. Hafif ticari araçlar da bu listede yer almaktadır. Ama tabii ki bildiğiniz gibi kombinin bizim için farklı tanımları var ama özellikle var olan her şey ticarette. Burada önemli olan ticari araçlarda Türkiye’nin bu birinciliği korumasıdır.”
“ÇİN’İ TÜRKİYE OTOMOTİV SEKTÖRÜNÜN BİR PARÇASI HAZIRLAMAMIZ GEREKİYOR”
OSD Başkanı Cengiz Eroldu, Çin ve Türkiye’nin Avrupa Birliği ile ticaret hacimleri ve bağlantıları hakkında da değerlendirmelerde bulundu.
Çin’in Avrupa’ya otomobil ihracatının 2020’de ılımlı seyrederken 2021’de Türkiye ile paralel bir düzeye ulaştığını ve 2022’de Türkiye’yi neredeyse geride bıraktığını belirten Eroldu, “Bunda ticari araç yok ama yine de toplamda daha fazla olmasına rağmen hala toplamda.” Rakamlar ortaya çıkmadıysa Avrupa Birliği’ne en çok ithalat yapan ülke konumumuzu kaybedeceğiz gibi görünüyor.” değerlendirmesini yaptı.
Çinli firmaların Türk otomotiv sanayisinin bir parçası olması gerektiğini ifade eden Eroldu, “Doğal otomobil sektörü olarak bizim görüşümüz, rekabeti yasaklamak yerine Çinlilerin Türkiye’ye gelip üretmesini sağlamamız gerektiği yönündedir.” durum. Yani yasaklayarak bir yere varamayız. Otomotiv sektörü olarak her türlü rekabete açığız. Burada tabii ki Türkiye’nin izleyeceği politikalarla Çin’i Türkiye’deki otomotiv sanayisinin bir modülü haline getirmemiz gerekiyor. Bu da otomotiv sektörünün gelişmesine yol açacaktır.” dedi.
“OTOMOTİV SEKTÖRÜNÜN ELEKTRİKLİĞE GİTMESİ ŞARTTIR”
OSD Lideri Cengiz Eroldu konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Elektrifikasyonun Türk otomotiv sektörü için bir tercih değil, “zorunluluk” olduğunu vurgulayan Eroldu, şunları kaydetti: “Avrupa’ya ihracata devam etmek istiyorsak Türkiye’deki her tesisin bugünden elektrifikasyona adapte olması gerekiyor. Avrupa Birliği 2035’ten sonra yeni araçlarda hibrit bile kabul etmeyecek. Dolayısıyla artık Türkiye pazarının belli bir olgunluğa ulaşması gerekiyor. 2028-2030 Türkiye’deki tüm fabrikaların ‘lerde elektriklendiğini hep birlikte göreceğiz.”dedi.
“ÇİNLİLER TÜRKİYE’Yİ “IŞIK KÖPRÜSÜ” DEĞİL “BOĞAZ KÖPRÜSÜ” GİBİ GÖRMELİDİR”
Bazı Çinli firmaların Türkiye’yi Avrupa’ya açılan bir köprü olarak görme yaklaşımının sorulması üzerine Eroldu, “Çin’i yasaklarla durdurmak değil Çin’i çekmek zorundayız. Bu bizi güçlendiriyor aslında. Aynı zamanda Türkiye’de belli üretimi ve ihracatı artırıyor. Yeter ki bu işler burada Türk menşeili olsun. Burayı hafif köprü olarak değil Boğaziçi Köprüsü olarak görmeliler. Yani tabiri caizse temelleri derin olmalı.” .
“OTOMOTİVDE ÇİP MERKEZLİ SORUNLAR DEVAM ETMEKTEDİR”
Dünya genelinde chip kaynaklı sorunların devam ettiğine işaret eden Eroldu, otomotiv pazarındaki araç eksikliğine ilişkin şunları kaydetti:
“Türkiye pazarında bu kadar talep olması sıradan bir talep değil. Bu talebin arkasında ‘sadece kullanım lazım’ diyemez. Bugün hepimiz görüyoruz, size de yansıyor. Bu iş yatırıma dönüştü. İşte bugün Türkiye’de bir ilk aslında.3 ayda kapasite kullanımlarını görüyorsunuz.Bütün fabrikalarımız tam kapasite çalışmaya çalışıyor.Onun için üretimi zorluyoruz ama normalin üzerinde talep var. Türkiye’de kesinlikle bir meclis kapasitesi.
Şimdi heyete kapasitenin 3 katı talep gelirse vazgeçilmez bir araç olmayacak. Ortaya çıkan bir talep var. Bu talep yoktu. Ayrıca sarkan bir talep var. Şimdi pazarı parçalara ayırırsak, bireysel alıcılar ve ardından kurumsal alıcılar var. Kurumsal tarafta hala azalan talep var. Finansman olmadığı için de karşılık bulamıyor. Bireysel tarafta, iş bir yatırıma dönüştü. Aslında o büyük filolarda temel kural arabaları en fazla 3 yılda değiştirmek. Burada artık yaşlanan bir park var. Orada bahsettiğin sarkmayı fark edemiyoruz. Çünkü şu anda kredi bulamıyorlar.”